16 Kasım 2009 Pazartesi

Düğün gecesi

Mevlana'nın 736. vuslat yıl dönümü
7-17 Aralık 2009 tarihleri arasında.

Düzenlenen Şeb-i Arus törenlerini iki kez izlemiştim.
Bıraktığı damak tadı Aralık ayı yaklaştığı zaman
hatırlamama neden olur. Yine hatırladım.

Şeb-i Arus düğün gecesi demektir.
Mevlânâ Celaleddin-i Rumi kendi ölümüne rabbine duyduğu
aşktan dolayı sevgiliye kavuşma yani düğün gecesi demiştir.

Bir gazelinde;
Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya
derdi var sanma...
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret,
güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi?
Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı?
Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
Zîrâ senin Hayy u Hû’yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.

Hiç yorum yok: