ankara kalesi'nin içini merak ettiniz mi?
gezmelisiniz.
yorgunluğun sonucunda kale içinde bulunan
kafelerde ankara manzarası ile bir kahve içebilirsiniz.
hadi kale kapısından surların içine girelim...
bu kale kapısından geçmeye başladığımda ise, aklıma çocukluğumda
öğretilen "ankara marşı" geldi.
hadi hatırlayalım...
gezisini bitirmiş dönenler,
belki ankara'da yaşayan, belki de
şehir dışından gelen insanlardı.
ben içimden"ankara marşı" söylerken,
acaba onlar içlerinden ne söylüyorlardı?...
ne dersiniz?...
bende ilk intiba, tarihe dair kalıntılardan ziyade "yoksulluk"
hadiiii bozma moralini, söyle "ankara marşı"
şöyle biraz yürüyünce, teyzemi mutlu eden
bir alışveriş, yıkık dökük binalar arasında...
bir de temenni : Allah bol kazanç versin.
ben ise ankara marşı söylemeye devam.
ankara, ankara güzel ankara,
seni görmek ister her bahtı kara.
senden yardım umar her düşen dara
o da ne?... şu teller her yerde...
ankara marşı'm boğazımda düğümlendi.
viran yapılar, yoksul kale içi sakinleri...
artık başka şey söylemeliydim...
ancak ne söyleyeceğimi bulamadım.
görmek isteyen bahtı karalar değil de;
yaşayanlar bahtı kara idi.
tamam, tamam!...
hava çok güzeldi. eee zaten fotoğraf içinde her taraf konu.
daha ne istersin.
yıkık dökük binaların yanında bir de restore edilerek
kullanıma açılmış bulunanlar var.
lütfen kaçırmayın bakın şu elektrik direği ile tellere...
yolda düşünmeye başladım.
ankara'da mimarlar odası ne yapar?
ya da ........
bozma niyetini, devam ankara marşı'na...
surlara ulaşmak üzereyim...
ooooo surların üzerine bakın, tarihe dair olan
aslan başı olduğunu sandığım heykelin üzerine
çıkma yapılırken yarısı yok edilmiş.
kalenin surlarının üzerine çıkmak için,
kalenin surlarından ankara
işte şimdi tekrar "ankara marşı" söyleyebilirim...
yukarıdan bakınca detaylar kayboldu...
saklandı.
pırıl pırıl ankara güneşi, bir de rüzğarı yüzümde hissetmem
bütün yorgunluğumu aldı.
kalenin surlarının öteki yüzü
sevgili çocuk nasıl da keyifli idi.
sokak taşları ile kendini eğlendiriyordu.
kışa da hazırlanmak gerek...
ben ankara marşı söylüyorum sanıyordum...
oysa gerçek marşı söyleyen bana bu fotoğrafı
çekmeme izin veren amcaydı.
teşekkür ediyorum.