Metro trenlerinde "Beyaz Koltukların" hamile ve yaşlılara ait
olduğunu biliyor musunuz ?
Genellikle insanların bunu dikkate almadan bu
koltuklara oturduklarını gözlemledim.
29 Ocak 2008 Salı
25 Ocak 2008 Cuma
DİPNOT
MODA; kültürel değişim işareti, statü sembolleri olarak tanımlanırken, aksesuar, saç biçimi, bakım ürünleri vb. nasıl ve ne zaman kullanılacağına ilişkin bilgileri de içermektedir.
GİYİM
- Her zaman giyilebilen, konfeksiyon sektöründe yer alan pratik giyisiler. (ready-to-wear)
- Moda evleri tarafından el yapımı (hand made) olarak üretilen özel modeller (Haute Couture
GİYİM
- Her zaman giyilebilen, konfeksiyon sektöründe yer alan pratik giyisiler. (ready-to-wear)
- Moda evleri tarafından el yapımı (hand made) olarak üretilen özel modeller (Haute Couture
Clothes) .
Genellikle ünlü kişilerin giyisileri de modacısı ile giyisiyi taşıyan kişinin adı birlikte anılmaktadır.
Genellikle ünlü kişilerin giyisileri de modacısı ile giyisiyi taşıyan kişinin adı birlikte anılmaktadır.
23 Ocak 2008 Çarşamba
Geçen Dakikalarıma Hoş Geldiniz
Bir sonbahar günü, güneşin sarı ile portakal rengi karışık ışıkları bir pazar yerini ısıtırken,
uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla karşılaşma sonucu yaptığım konuşmanın etkisiyle oluşturulmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla karşılaşma sonucu yaptığım konuşmanın etkisiyle oluşturulmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
UZAKLAR
Uzaklar özlemdi,
Uzaklar gizem,
Uzaklar gözyaşı,
Uzaklar elem,
Uzaklar rüzğar,
Uzaklar yalnızlık,
Uzaklar umut,
Uzaklar tebessüm, sen güldüğünde
Uzaklar yakındı sen geldiğinde
Uzaklar barınak sensizliğe
Uzaklar zaman dileğiydi Tanrı’dan, Çaresizliğe
geçen dakikalarım 26.06.2007 ankara
Uzaklar gizem,
Uzaklar gözyaşı,
Uzaklar elem,
Uzaklar rüzğar,
Uzaklar yalnızlık,
Uzaklar umut,
Uzaklar tebessüm, sen güldüğünde
Uzaklar yakındı sen geldiğinde
Uzaklar barınak sensizliğe
Uzaklar zaman dileğiydi Tanrı’dan, Çaresizliğe
geçen dakikalarım 26.06.2007 ankara
ÜSTGEÇİTLER VE YOKSULLUK
Yoksulluk ülkemizin temel sorunu.
Ve bunu gidermek için yapılacak temel ekonomik çözüm ise yatırımlar.
Peki bu yatırımlar için neler yapılıyor?
Ülkemizin ekonomide taşıyıcı temel parametreleri için
tespitler doğru yapılıyor mu?
Ülkemiz uluslararası arenada ekonomik üstünlüğe sahip olacak
doğal kaynaklara sahip değil.
Biliyorum hemen aklınıza gelecek cümle bor kaynakları vb.
Benim için ise; Türkiye'nin kaynağı, sürükleyici çıpası -Genç Nüfus-
ancak unutulan temel gerçek.
Bunu kabul etmeyen bizler dahil hepimizin suçlu olduğuna inanıyorum.
Gençlik yıllarında Kızılay veya Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki kafelere
giderken bunu birbirimize çoşku ile anlatırdık.
Yani hiçbirimiz Ulus'ta bir kafe'ye gittiğimizi söylemezdik.
Çünkü Ulus'ta yoksulluğun izleri vardı.
Peki bugün???
Bugün de aynı şey Ankara'nın her tarafı için geçerli.
Sabah araba ile işe gelirken ayakları çıplak, kir içinde,
üç ila 12 -13 yaş arasında kız ve oğlan çocukları
arabanın üzerine atlayarak birkaç lira koparmak peşinde.
Ya anne ve babaları onlarda aynı durumda.
Ve çocuklarından biraz uzakta.
Peki bu temel sorunu bizim vicdan adına verdiğimiz
üç beş kuruş çözüyor mu?
Tabii ki hayır!!!
Bu çocukların eğitim hakkı yok mu?
Tabiî ki var!!!
Peki nerede?
Eminim bu yazıyı okurken bunları zaten biliyoruz...
Evet, evet ben de sizlerin bildiğini biliyorum..
Ancak hergün sabah ve akşam yürüdüğüm Atatürk Bulvarı
üzerinde yapılmış olan üstgeçitler; yayaların trafikte kolay
geçmelerini amaçlamıştır ki Avrupa'da da böyledir.
Ancak manzara öyle değil.
Bu üstgeçitler tam olarak bir zamanlar hikayelere konu
olan köprüaltları gibi yoksulluğun yansıdığı yerler
olmaya başlamıştır.
Hasta olup derdine verilecek üç beş kuruşla çözüm
arayan insanlar, okuyabilmek için hem dilenen hem de
soğuk zeminde kitaplarını yayarak ders çalışmaya çalışan
çocuklar vb...
Ve beni bu yazıyı yazmaya iten ve her gördüğümde içimin
sızlayarak önünden geçtiğim, nasıl yardımcı olabileceğimi
bilmediğim ya da bilemediğim, iki kolu olmadan soğuk zemin
üzerinde oturarak dilenen, umut bekleyen sanırım 18 veya 25
yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir genç çocuk.
Bu genç çocuk ya Meşrutiyet Caddesi üzerinde yer alan ya da
Güven Parka bağlayan üstgeçitte bulunuyor.
Peki bu üstgeçitler kenar semtlerde mi yer alıyor?
Hayır tabii!!!
Peki bu üstgeçitlerden kimler geçiyor???
Kim ararsan var.
Milletvekillerinden üniversite hocalarına kadar,
daha pek çok meslek sahibi...
Peki bunları görmüyorlar mı?
Tabii herkes bakıyor...
Ama görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar.
Böylece sorumluluktan kurtulmuş oluyoruz.
Geleceğimiz olan ve ülkemiz de büyük çipa olacak -genç nüfus- için
radikal kararlar alınması ve biran önce uygulamaya konulması
gerekiyor.
Ama nerdeeeee???
Gel - gör artan yoksulluk bizi yatağımızda boğacak...
Kimsenin umurunda mı?
Geçen dakikalarım
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)